27 Haziran 2011 Pazartesi

18-19 haziran 2011 Karakaya: Yüksek Tansiyon

tabi bu tarihlere gelene kadar arada epey antrenman+1 hafta dinlenme filan var... karakaya'da öztürk kayıkçı'nın sanırım 2006'da açtığı proje, adıyla müstesna "Yüksek Tansiyon" rotasını çalıştım. Öztürk'le geçen yıl bir ara konuşmuştum zaten, sorun olmaz filan demişti ama zaten çıkabilecek miyiz orası şüpheli.


rotanın girişi

rota zorluğu daha bismillah demeden ilk klibi yapmadan başlıyor ve parabolik olarak artıyor. 4. klibe kadar çarpışa çarpışa geldim, oradaki kilidi çözemedim. daha 2 bolt + istasyon var; oralar da pek rahat gözükmüyor. 4 denemede anca 4. klibe gelebildim, sırtım boynum her tarafım tutuldu kasılmaktan...

ertesi gün de hava bozar mı bozmaz mı derken ipe girmeyip boulder yaptık; eski klasik boulder rotalarını bir tekrardan hatırlamış oldum, güzel oldu.

boyacı stayla kısa kaya

 rock'n roll never dies!

13 Haziran 2011 Pazartesi

6-12 Haziran (PE'de 3. ay ortası)

PE döneminin de sonuna yaklaşıyoruz artık. günlük antrenman yerine haftalık kısa bir değerlendirme yapayım bu sefer.

- Pzt:  ----
- Salı: 4X4 (2 set) (M/H)
-Çrş: yoga (1 saat)+ merdiven koşusu (M)
-Perş: 4X4 (2 set) (H)
-Cuma: -----
-Cmrt: Boulder, 3 saat (H)
-Pazar: 4x4 (M)

kısaltmalar: 
E: easy
M: medium
H: high

6 Haziran 2011 Pazartesi

Pelitözüne Dönüş... 04-05 Haziran 2011

Pelitözü, bildiğim tırmanış bahçeleri içinde, belki rota dereceleri olarak değil ama ruhen kesinlikle en keskini, en serti. Gerçi şimdi tam dibinden geçen Eskişehir-İstanbul otoyolu ulaşımı inanılmaz kolaylaştırdı, eskisi gibi geceyarısı ray koşusu yapmaya gerek kalmadı ama hala sport klaymbırlar için cezbedici bir yer değil. Sıfır konfor, maksimum çile ama saf tırmanış. Doğan Palut'un ellerine sağlık, adeta sanat eseri gibi bütün rotalar.

En son sanıyorum askere gitmeden önce gitmiştim Pelikanözüne. Mağara üçlemesini (D.K.A., Kurtadam, Gümüş Kurşun) bitirdikten sonra vitesi yükseltmeye karar verip Venom'u çalışmaya başlamıştım. Hatta 2007 kışında duvara tarih atıp not bile düşmüşüz Alper'le: "VENOM:2 UĞUR/ALPER: 0" diye....

Bu sefer BTC'den gardaşlarla beraber 7 kişilik bir Ankara çıkartması yaptık mekana. Yalnız şunu söyleyeyim, ben Peliti hiç bu kadar ot bürümüş halde görmemiştim. Hem pek insanın uğramıyor oluşu, hem de bu sene durmak bilmeyen yağmurlar ortamı öyle bir çoşturmuş ki...  Gece Draculanın Evi'ni zor bulduk, eve çıkan merdivenler tamamen ot içinde, patikaların hepsi kayıp, bele kadar otlardan gidiliyor, mağara desen ağaçtan ottan gözükmüyor; rota girişlerinde ağaçlar var!

Mağaradan bir kare.... yeşile ormana doyduk aga!

 Neyse, herşeye rağmen Pelitözü güzel yer, Draculanın evinde duvarlar anılarla dolu, taa yıllar önce çizdiğim Conan kareleri -biraz solsalar da- hala duruyor. Bahçede ateşbaşı, muhabbet, viski, geçen trenlere el sallamaca... Bunlar güzel şeyler....

İki saattir vıdı vıdı yapıyoruz da tırmanış namına ne yaptık? Gardaş "Pelitözünde proje bitmez" diye bir atasözü vardır, faaliyete devam. Herkes nasibine göre bir rotaya ekspresini astı; ben de nedense bunca yıldır çıkmadığım ama hep kafamda olan Kara Topuz (IX-) rotasına sonunda girdim. Bir tur ekspres asmaca, 2. deneme kilidi geçip yukarıdan düşmece derken 3. denemede istasyona kliple günün ekmeğini yedik. Peşine de Akdeniz Mutfağı'na girdim ama arkadaş, ben bu rotayı fi tarihinde bir kere çıkmış idim, o günden beri bir daha temiz çıkamadım, hayvana dönüyorum her seferinde... Kilitte düşüp sarsıla sarsıla istasyona gittim ama ruhumu da teslim ettim resmen.




 Mağarada ısınmaca....














Akşama ateşbaşında derin muhabbet, bol goygoy, pelitözü stayla fiski derken ertesi gün büyük umutlarla Venom'a girip (büyük umut dediğim ilk 5 boltu takabilmek) sonra da proletaryanın demir yumruğunu kafaya yiyince bu faaliyeti de bitirmiş olduk. 04-05 Haziran 2011 haftası sonucu:

VENOM:3 UĞUR:0